Ankiloglossi nedir?

Dil frenulumunun ağız tabanına yapışma şekli ve uzunluğu doğumsal olarak kişisel farklılıklar gösterir. Buradaki temel sorun dil hareketlerinin kısıtlanmasıdır. Dil hareketlerinin kısıtlanmasında temel iki patoloji rol oynar. Frenulum ya dile normal yapışma yerinden daha proksimal bir noktada yapışmıştır ya da frenulum boyu kısa olduğundan dil hareketleri kısıtlıdır. Hangi nedenle olursa olsun dil hareketlerini kısıtlayacak şekilde olan frenulum varyasyonları ankiloglossi olarak adlandırılır.

Ankiloglossi sıklığı nedir?

Ankiloglossi, değişik yapışma varyasyonları ve kısalıklar göz önüne alındığında asemptomatik bir klinikten artikülasyonu bozacak bir kliniğe kadar değişik görünümlerde olabileceğinden çalışmalarda sıklığı hakkında farklı sonuçlar belirlenmiştir. Sıklığının %4,2 - 10,7 arasında olduğu bildirilmiştir.

Ankiloglossi her zaman hastada problem yaratır mı, her zaman onarılması gerekir mi?

Ankiloglossi her zaman sıkıntı yaratmaz, hatta hasta ve hekim tarafından fark edilmeyebilir. Fark edilmesi için klinik semptom yaratması önemlidir. Frenulumun yapışma noktasının önde olmasına veya frenulumun normalden kısa olmasına rağmen dil hareketlerinde belli bir kısıtlılık oluşmayabilir.

Hekim, anamnezde bebeğin dilini dışarı çıkardığını ve beslenme zorluğu olmadığını öğrenmişse, bakı sırasında dilin dudak dışına çıktığını görüyor ve ağız bakısında dil hareketini belirgin azaltan bir patoloji görmüyorsa, abeslangla dili yukarı kaldırdığında ağız tabanını rahatlıkla görebiliyorsa, bu hasta için müdahale edilmesi gereken bir durum olmadığını düşünmelidir.

Ankiloglossili hastalar ne zaman tedaviye gereksinim duyar, hangi semptomlarla hekime başvurabilirler?

Dil hareketlerini zorlaştıran ankiloglossiler semptom yaratmışsa tedavi gerekir. Hastaların hekime iki temel başvuru semptomu vardır. Bunlar beslenme zorluğu ve konuşurken dil hareketlerinin azalmasıyla bazı seslerin yanlış çıkarılması sonucu oluşan artikülasyon bozukluklarıdır.

Ankiloglossinin emme ve beslenme ile ilgili problemler yaratması için dil hareketinin aşırı azalması gereklidir. Çoğu zaman ankiloglossi olsa da hastalar rahatlıkla emebilirler. Ancak ememeyen çocuklarda ankiloglossi mutlaka kontrol edilmelidir. Ankiloglossinin neden olduğu artikülasyon problemleri çocuk konuşmaya başladıktan sonra fark edilir. Dil hareketlerinin oluşmasında rolü olan “t”, “l”, ”d” ve “s” gibi sesler net çıkmayabilir. Artikülasyon problemi ile sağlık ocağına başvuran hastada ankiloglossi mutlaka ekarte edilmelidir.

Ankiloglossi tedavisi nasıl yapılır?

Tedavisi cerrahidir. Asemptomatik olgularda tedaviye gereksinim yoktur. Semptom veren olgularda cerrahi yapılmalıdır. Emme problemi yapacak kadar ciddi olgularda bu cerrahi acil olarak yapılmalıdır. Frenulotomi (frenulumun arka yapışma noktasına kadar kesilerek dilin serbestleştirilmesi), frenulektomi (frenulumun hem dilden hem ağız tabanından disseke edilip kesilerek çıkarılması) ve frenuloplasti (çok ileri olgularda çevre dokulara da kesiler yaparak dil hareketini arttırıcı onarım) en sık yapılan cerrahi onarımlardır. Bunlar içinde daha çok frenulotomi tercih edilir.