Meniere Hastalığı
Anasayfa / Kulak Hastalıkları / Meniere Hastalığı
Meniere hastalığında tipik yakınmalar nelerdir?
Ataklar tarzında vertigo, işitme kaybı, tinnitus ve kulakta dolgunluk hastalığın tipik yakınmalarıdır.
Meniere hastalığında patoloji iç kulakta hangi alandadır?
Meniere hastalığı aslında iç kulak sıvılarından endolenfin bir hastalığıdır.
Meniere hastalığında temel patogenez nasıldır?
Hastalık “endolenfatiks hidrops” olarak özetlenebilir. Membranöz labirent ve endolenfin bir hastalığıdır. Endolenf iç kulakta salınan ve emilen bir sıvıdır. Bu dengenin bozularak endolenfin artmasıyla hastalığın semptomlarının ortaya çıktığına inanılmaktadır. Endolenf emiliminin azalması veya salgısının artması endolenfatik hidrops ile sonuçlanır. Bu mekanizmaların nasıl oluştuğu ile ilgili birçok teori vardır. Bunlardan biri meniere hastalarında endolenfatik duktustaki daralma nedeniyle endolenf dolaşımının bozulduğuna ve hidrops meydana geldiğine inanılır. Endolenfin hidrops nedeniyle endolenfatik keseye ulaşamaması sonucunda kese endolenfin azaldığını düşünerek salgıladığı glikoprotein ve sakkinlerle endolenf salgısını uyarır. Bunun sonucunda hidrops daha da artar. Duktusun tam tıkalı olduğu durumda hastada vertigo yoktur, işitme kaybı ve kulak dolgunluğu yakınması bulunur. Endolenfatik hidropsun artmasıyla duktusa gelen basınç artar ve duktus açılır. Bunun sonucunda birikmiş endolenf keseye hızlı ve tazyikli bir şekilde yönelir. İşte bu hızlı akımın vertigoya neden olduğu düşünülmektedir.
Başka bir patogenez teorisinde ise hidropsun iyice artması membranöz labirentin rüptürü ile sonuçlanır. Bu teoride endolenf ve perilenf kompartmanlarının birbirine karışması sonucu, potasyumun 8. siniri ve tüylü hücreleri etkilemesiyle oluşan toksik etkinin vertigoya neden olduğu ortaya atılmıştır.
Meniere hastalığının epidemiyolojik özellikleri nelerdir?
Hastalık yüzbinde 10-150 sıklığında görülür. Her iki cinsiyette de eşittir. Hastalık genellikle 20-40 yaş civarında başlar. Hastaların yaklaşık 1/3’ünde her iki kulak birden tutulurken, hastaların 2/3’ünde tek kulak tutulumu söz konusudur. Olguların %10-20 kadarı ailesel öykü verir.
Meniere hastalarında vertigonun özelliği nedir?
Vertigo ataklar tarzında gelir. Atakların sıklığı hastanın yaşam tarzına göre değişebilir. Vertigo sarhoşluk, sersemlik şeklinde değil, etrafın dönmesi şeklindedir. Vertigo süresi hastalık tanısı için önemlidir. Yirmi dakikadan kısa, 24 saatten uzun süren vertigo ataklarında Meniere tanısından uzaklaşmak gerekir.
Atak sırasında vertigoya eşlik eden bulgular nelerdir?
Genellikle hastalarda şiddetli bir bulantı-kusma görülür. Atak sırasında veya sonrasında hastada işitme kaybı görülebilir. İşitme kaybı nörosensöryel tiptedir ve genellikle pes frekanslarda işitme kaybı olması tipiktir. İşitme kaybı atağın iyileşmesiyle düzelebilir, kalıcı da olabilir. Genellikle hastalığın ilk yıllarında ataklar sırasında oluşan işitme kaybı düzelirken, hastalık ilerledikçe işitme kayıpları kalıcı olmaya başlar. Sık atak geçiren hastalarda tekrarlayan işitme kayıpları hastanın işitmesini tamamen kaybetmesine neden olabilir. Bunun dışındaki önemli bulgulardan biri de tutulan kulakta hastada tinnitus ve dolgunluk hissi olmasıdır. Bazen tinnitus hastalığın ilk bulgusu olabilir.
Meniere hastalarında görülebilen tumarkin krizi nedir?
Meniere hastalarında bilinç kaybı olmadan nadiren ani düşmeler meydana gelebilir. Buna “Tumarkin krizi” adı verilir. Bu düşmeler genellikle çok kısa sürelidir, bir dakikadan kısa sürer. Endolenfatik hidropsun iç kulakta özellikle otolitler üzerinde ani yaptığı mekanik etkiye bağlı olduğu düşünülmektedir. Diğer senkoplardan bilinç kaybının olmaması en önemli ayırıcı özelliktir.
Meniere hastalarında görülen Lermoyez sendromu nedir?
Meniere hastaları değişik klinik tablolarla hekime başvurabilir. Meniere hastalarında baş dönmesi yakınmasında önce işitme kaybı, kulakta dolgunluk ve tinnitus yakınmaları başlarsa ve ardından vertigo yakınması başladığında bu yakınmalar kaybolursa bu durum “Lermoyez sendromu” olarak adlandırılır. Lermoyez sendromu başka br deyişle işittiren vertigo‘dur.
Meniere hastalığında Hennebert bulgusu nedir?
Meniere hastalığında tragusa basarak veya dış kulak yolunda basınç oluşturarak hastalarda nistagmus ve vertigo görülebilir. Bu bulguya Hennebert bulgusu adı verilir. Perilenf fistüllerinde de bu bulgu pozitiftir.
Meniere hastalığında kesin tanı nasıl konur?
Meniere hastalığında kesin tanı koyma klinikle mümkün değildir. Kesin tanı ancak hastanın postmortem incelenmesiyle konulabilir. Bu yüzden meniere hastalığı tanısı aslında klinik şüphe ve hastanın izlemiyle kesinleşmeye başlar. Tanıda Meniere hastalığını kuvvetlendiren bulgular şunlardır:
1. Hastanın vertigoları ataklar tarzında olmalı, birden fazla atakta mutlaka hastalık akla getirilmelidir.
2. Atak tarzındaki vertigolarda atakların 20 dakikadan uzun 24 saatten kısa olması hastalığı düşündürmelidir.
3. Vertigoya eşlik eden veya vertigodan önce başlayan nörosensöryel işitme kaybı hastalığı düşündürmelidir.
4. Vertigolar sırasında oluşan sonra iyileşen fluktan işitme kayıpları hastalığı düşündürmelidir.
5. Vertigoya eşlik eden kulakta basınç hissi, dolgunluk ve tinnitus hastalığı düşündürmelidir.
Hastalarda görülen en önemli fizik bakı bulgusu nedir?
Hastalarda görülen en önemli fizik bakı bulgusu nistagmustur. Nistagmus horizontal düzlemdedir. Atak başında hızlı fazı hasta kulağa doğru iken, atak sonuna doğru karşı kulağa doğru yönelir. Atak geçtikten bir süre sonra daha hızlı fazı hasta kulağa doğru olan nistagmus devam eder. Ataklar arasında hastanın bakısı olağandır.
Meniere hastalığında tanıda başlıca yardımcı laboratuvar testleri nelerdir?
1. Odyometri: Pes frekanslarda işitme kaybı olması, atak sonrası düzelme göstermesi tipiktir. Bazen işitme kaybı atak geçince düzelmeyebilir. Hastalarda işitme kaybı genellikle önce pes frekanslarda başlar, hastalık ilerledikçe tüm frekanslara yayılır ve sağırlıkla sonlanabilir (Resim 233).
2. Gliserol testi: İşitme kaybı olan meniere hastalarına oral gliserol verilmesiyle ozmotik sistem üzerindeki dengelerin etkilenmesiyle endolenfte oluşan azalma işitmenin düzelmesine yardımcı olabilir. Bu bulgu hastalığı düşündüren yardımcı bulgulardan biridir. İşitmede 25 dB’lik bir düzelme hastalık için pozitif bir bulgu olarak kabul edilebilir.
3. Elektronistagmografi: Vertigo hastaları için ayırıcı tanıda kullanılan bir testtir. İç kulağın hareket ve kalorik uyarılara yanıtını ölçen bu test nistagmusun analizinde ve iç kulağın uyarılabilirliğinin belirlenmesinde rol oynayarak ayırıcı tanıya yardımcı olur.
4. Elektrokokleografi: İç kulağı aksiyon ve sumasyon potansiyelleri ile elektrofizyolojik olarak değerlendiren bir testtir. Sumasyon potansiyellerinin aksiyon potansiyellerine oranının artması hastalığı düşündürür.
Meniere hastalığı tanısında radyolojik incelemeler gerekli midir?
Tanıda radyolojik tetkiklerin pek yeri yoktur.
Meniere hastalarında ayırıcı tanıda hangi hastalıklar akla getirilmelidir?
Perilenf fistülü, benign paroksismal vertigo, migrenöz vertigo, vestibüler nörit, labirentit, multipl skleroz ve akustik nörinom ayırıcı tanıda düşünülmesi gereken hastalıklardır.
Meniere hastalığında tedavi nasıl olmalıdır?
Meniere hastalığında tedavi atak tedavisi ve atakların sıklığını azaltmak için profilaktik tedavi olmak üzere iki ana başlıkta incelenmelidir.
Meniere hastalığında atak tedavisi nasıl olmalıdır?
Atak tedavisinde hastanın istirahate alınması, bulantı ve kusmayı azaltmak için oral beslenmenin kesilip damar yolu açılması önemlidir. Atak tedavisinde vestibüler supresanlar ve antiemetikler olmak üzere iki ana grup ilaç kullanılır. Atak tedavisi sırasında kullanılacak diüretikler iyileşmeyi hızlandırır. İşitme kaybında sistemik steroidler tedaviye eklenebilir.
Meniere hastalığının profilaktik tedavisinde nelere dikkat etmek gerekir?
Profliakside amaç nöbetleri önlemek ve işitmeyi iyi seviyede tutmaktır. Burada diyet önem kazanır, ek olarak diüretikler, vazodilatör ilaçlar, kalsiyum kanal blokerleri, ACE inhibitörleri, riboflavin ve vitaminler kullanılabilir. Profliaksi için kullanılan en önemli ilaç betahistindir. Betahistinin endolenfatik hidropsu azaltıcı etkisi bulunmaktadır.
Diyet olarak hastaya tuzdan fakir potasyumdan zengin bir diyet önerilmelidir. Hastanın stresli ortamlardan uzak durması, kafeinden kaçınılması (kahve ve kola), çay tüketiminin azaltılması, sodyum glutamat içeren hazır gıdalardan, sigara ve alkolden uzak durulması yararlıdır.
Meniere hastalığında cerrahi tedavi seçeneği var mıdır?
Meniere hastalığında cerrahi ancak hastalığın ilerlediği, özellikle işitme kaybının arttığı durumlarda düşünülmelidir. Endolenfatik kese cerrahisi, intratimpanik steroid ve gentamisin uygulamaları, ventilasyon tüpü takılarak steroid uygulamaları, vestibüler sinir kesilmesi ve labirentektomi cerrahi olarak uygulanabilen bazı seçeneklerdir.